Devlet, egemen sınıfın doğrudan bir uzantısı değildir; bağımsız bir yapıdır.
Ama egemenlerle sürekli iç içe ve ilişkilidir: yasalar, düzenlemeler, vergilendirme gibi araçlarla sermayeyi ve ekonomik yapıyı şekillendirir.
Bu nedenle devlet ve sermaye sınıfları arasında karşılıklı bağımlılık ve etkileşim vardır.
2. Devletin Özerkliği ve Rolü
Devlet, yalnızca bir baskı aracı değil; toplumsal düzenin öncü örgütleyici mekanizmasıdır.
Kriz durumlarında veya sermaye çatışmalarında, devlet tüm sermayeyi el değiştirebilecek bir pozisyondadır: yani tarafsız bir güç merkezi gibi davranabilir.
Bu, devleti salt egemen sınıfın çıkarına çalışan bir kurum olmaktan çıkarır;
Egemen sınıflarla ilişkili ama
Onlardan özerk bir aktör olarak, gücü yeniden dağıtabilen bir yapı hâline getirir.
3. Devlet: Araçtan Fazlası
Devlet, sadece baskı veya düzen aracı değildir; aynı zamanda:
Ekonomik kaynakları yeniden düzenler,
Toplumsal krizlerde yeni aktörlerin güç kazanmasını mümkün kılar,
Tarihsel dönüşümlerin merkezi bir aktörü olarak ortaya çıkar.
Bu bakış açısıyla devlet, egemen sınıfın kontrolü altında bir araç olmaktan çıkar;
Egemen sınıflarla sürekli etkileşim hâlindedir,
Ama aynı zamanda bağımsız bir aktör olarak toplumsal ve ekonomik dönüşümlerin motoru olabilir.
4. Sonuç
Devlet, egemen sınıfın doğrudan baskı aygıtı değildir, ancak onlarla iç içedir.
Krizlerde veya güç transferlerinde, devlet bağımsız bir güç merkezi olarak hareket eder.
Dolayısıyla devlet, sadece bir araç değil, toplumsal ve ekonomik değişimin merkezi aktörüdür